Dobra Dobra Haber Gerçek Haberin Kaynağı

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Kategori : ŞANLIURFA
Haberin Tarihi :   11 Eylül 2022 - 03:02

KÜLLÜK 3

Büyüt
Küçült
KÜLLÜK
Eskiden analarımız sabahın köründe, daha yıldızlar gitmeden, güneş sıcak yüzünü göstermeden, seher horozları öterken, ev halkı uyurken, uyanır; “Yâ Fettâh, Yâ Rezzâk” diyerek eteğinin ucunu beline sıkıştırıp, yoğun ve yorgun geçecek bir güne “Bismillâh” derledi.

Eskiden analarımız sabahın köründe, daha yıldızlar gitmeden, güneş sıcak yüzünü göstermeden, seher horozları öterken, ev halkı uyurken, uyanır; “Yâ Fettâh, Yâ Rezzâk” diyerek eteğinin ucunu beline sıkıştırıp, yoğun ve yorgun geçecek bir güne “Bismillâh” derledi.

Avlu süpürülerek kuyudan çekilen su ile yıkanır, evde davar varsa yemi, suyu verilir, etraf temizlenir, süt sağılırdı. Sağılan süt ya peynir ya yoğurt yapılır veya süt olarak satılırdı. Süt ihtiyacı olan komşular erkenden gelip sütlerini alırlardı. Sütün ölçeği “Külek”ti.

O gün yapılacak işler akşamdan konuşulur, herkes yapacağı işi bilirdi, ammâ annelerimiz hepsine el atarlardı.

Ekmek yapılacaksa kaç timin veya kaç kile (1 timin 23 kilo, 1 kile 8 timin) yapılacak; akşamdan un hazırlanır, tandırlıkta sac, oklava, ekmek tahtası, tuturuk (yakacak) hazır olurdu. Kirlikler (Kirlik: iş yaparken giyilen elbise) önceki ekmek yapımından sonra yıkanmış hazır bekliyor, hatta öğlen yemeği için yapılacak “saca basma”nın patlıcan, biber, domatesi bile süzeğe koyulmuş maskanda hazır olurdu (mevsim kış ise büyük bir ihtimalle akşam için hamurlu yemeği yapılacaktır, nohut geceden suya koyulmuştur). Hamur yoğrulur yumak yapılır, ocak yakılır, hanımlardan biri ekmek tahtasının başına oturup hamuru açmaya başlar. Açtığı hamuru oklavaya yapıştırmadan, yırtmadan, ince ve büyük açmak kişinin işinde ustalığını gösterirdi.

Ocak başında oturan da sacın kızdığına, kıvama geldiğine karar verince, oklavaya sarılı hamuru alıp ustaca ve çevik bir hareketle kızgın sacın üzerine serer, ortalığı taze ekmek kokusu sarardı. Sonra aktar ağacını eline alıp, pişmekte olan ekmeğin önünü, arkasını çevirerek pişirir, pişirirken de yakmadan, yırtmadan, saca yapıştırmadan kıvamınca pişirerek işin ehli olduğunu gösterirdi. Pişen ekmeği aktar ağacıyla ekmek selesine yerleştirirdi. Arada ateş sönmesin diye ocağının altına çirpi (çirpi: bahçelerde, bahçenin etrafına koruma amaçlı ağaçların ince dallarından örülerek yapılmış çit. Her sonbaharda bu çitler yenilenir, eskileri de bahçeci tarafından at, eşek sırtında mahallede gezdirilerek satılır; çirpileri alanlar ekmek, yemek yapmada ocak tutuşturmada kullanırlardı.) Bazen çirpi tutuşmaz ortalığı duman kaplar, gözleri dumandan yanan herkes ocak başındakine söylenirdi:

“Gözümızı kör etti le, hele bax külxana çevirdi ortalığı”.  Ocak başındaki de bir yandan yanan gözlerini ovalar, bir yandan da üfleyerek ateşi yeniden yakmaya çalışırdı. Bazlama yapılıp evin çocuğu ile komşulara gönderilir:

“Ekmeğim kokusu komşuya gitmiştir, nefisleri kalmasın” denilirdi.

Ev halkına arada katmer yapılırdı. Ekmeğin bitimine doğru birkaç yumak hamur bırakılır, evin genç kızları hemen büyüklerin yerini alır, kalan hamurları açıp, pişirerek ekmek yapmasını öğrenmeye çalışırlardı.

Maddi durumu iyi olanlar ekmekçi tutardı. Birkaç gün önceden ekmekçi kadınlara haber edilir, söz alınır ve o gün kadınlar erkenden gelir, işe başlar, işlerini bitirir ücretlerini ve ekmeklerini alıp giderlerdi.

Ekmek yapıldığı günün ertesinde mutlaka ges (çamaşır) yıkanılacaktır.

Çamaşır makinalarının adı sanı bile bilinmediği, tek bilinen çamaşır deterjanının sabun, soda ve kül olduğu zamanlarda her evde bir “Küllük” bulunurdu. Bu bir nevî evde deterjan imâlâtı yapmaktı. (Küllük: tek parça taştan oyulmuş yaklaşık 120-130 cm uzunluğunda, 60-70 cm derinliğinde, 55-60 cm genişliğinde ağzı açık, dibine yakın yerde tahliyesi olan büyük taş yalak.)

Küllük, genelde tandırlıkta olurdu. Küllüğün içerisine kömür veya ağaç külü konularak, üzerine su çekilerek, karıştırılıp dinlenmeye bırakılırdı.

İçerisinde çamaşır yıkanacak bakır teştler (maddi durumu iyi olmayanlar Bermil Teşt kullanırdı. Bermil Teşt; Sobacılar tarafından sac varillerin alt kısmı kesilerek yapılırdı) ya tandırlıkta ya da kuyu başında konulur, içine yıkanacak çamaşırlar basılır, üzerine küllü su çekilerek ıslanmaya bırakılırdı.

Komşular bazen kovasını alıp küllü su almaya gelirlerdi, bazen de kül isterlerdi. “Komşu komşunun külüne muhtaç” o güzel komşulukların olduğu günlerden kalmadır.

Tandırlıkta, ocak üzerinde büyük bakır kaynar kazanlarında ısıtılan su ile çamaşırlar annelerimizin mübarek ellerinde ak-pak olur çıkardı. Yıkanan çamaşırlar damda germeçe (çamaşır ipi) serilir, yere sürülmesin diye germeç ağacıyla (Germeç Ağacı; 2-3 metre boyunda, çatal uçlu direk)  alttan destek verilerek yükseğe kaldırılır, güneşte kurumaya bırakılırdı.

Annelerimizin saatlerce küllü ve sodalı sıcak suda kalan elleri buruş buruş olurdu.

Şikâyet etmezler, işini yapmanın verdiği huzurla gaz lambası altında, yıkayıp kuruttuğu çamaşırların söküklerini diker, bohçalayıp kaldırırken her zamanki gibi halini arz eden bir mani dökülürdü dilinden;

Küheylan tayı geçti

Yıldızlar ayı geçti

Bir gün yüzü görmedim

Bu ömrüm zayi geçti

yazan Bekir Urfalı



Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Son Yorumlar
Jocelyne peiffer
PLEASE HELP street cats
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Dobra Dobra Haber Gerçek Haberin Kaynağı | https://www.dobradobrahaber.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024