Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü; aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları meslek örgütlerine 5 binin üzerinde dava kaybetmiş durumdadır. Bu durum büyük bir kamu zararının yanında, sistemi tıkayan tüm sorunları da kronikleştirmiştir. Peki 10 yıldır yapılan toplantılar, sunulan raporlara rağmen neden bir ilerleme olmuyor ve neden bu yönetmelikler bir hukuk faciasına dönüşüyor? Nedeni; ne yazık ki sunulan onlarca rapor, onlarca görüşme yerine aile hekimliğinin bilimsel gerçekleri yerine, uzaktan yakından aile hekimliği ile ilgilisi olmayan, performans ceza yöntemlerini kurgulayan ve tüm halk sağlığı kurumunun kaybedilen davalarının akıl hocası olan bir “hukuk müşaviridir”…
Şimdi bu kadar çarpıcı örnekten sonra soruyoruz!
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü bu hukuk müşavirinin kişisel ego geliştirme, şov yapma alanı mıdır?
Bu hukuk müşavirinin getirdiği tüm ceza maddeleri Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nce hukuksuz bulunmuşken yine yeniden aile hekimliği ile alakasız, sahadan uzak ceza maddeleri meclise getirilmiştir. Bu kişi kaybettirdiği 5 binin üzerinde davanın hesabını, kamu zararın hesabını verecek mi?
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün görevi aile hekimine ceza üretme cezalandırma makamı mıdır, yoksa aile hekimliğinin kronik sorunlarına çözüm üretilmesi gereken bir makam mıdır? Depremde yara alan yüzlerce aile sağlığı merkezine el atılmamışken; aile hekimine ceza vermeye sevdalı bir kurum, halkın yararını ne kadar düşünüyor olabilir? En ufak bir şikayette soruştuma geçiren aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının yanında; 10 yıldır kurum zararı oluşturan bir hukuk müşaviri!
Adalet bir gün herkese lazım olacak, unutulmamalı!
Bizler son ceza taslağını kabul etmiyoruz ve hak yerini buluncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
ŞANLIURFA AİLE HEKİMLERİ DERNEGİ