Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüksek yargı organlarının temsilcileriyle Çankaya Köşkü’nde düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi.
Yurt dışından Türkiye’ye gelen misafirlere, Yüksek Mahkeme Başkanlarına, uluslararası kuruluşların temsilcilerine ‘hoş geldiniz’ diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 60’ncı yılını kutladıklarını hatırlatarak Yüksek Mahkeme’nin, ifa ettiği görevleri ve sorumlulukları itibarıyla devlet ve toplum hayatında müstesna bir konumu olduğunu belirtti ve “Sayın Başkan ve üyelerin şahsında Anayasa Mahkememizin 60’ncı yaşını canı gönülden tebrik ediyorum” dedi.
Millete verdikleri; ülkeyi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde yükseltme sözlerine daima sadık kaldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlar boyunca atalarımıza rehberlik eden ‘adalet dairesi’, 2002’den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi, hukuki düzenlemelerde pusulamız, referans kaynağımız oldu” ifadesini kullandı.
1982 Anayasası’yla ilgili en kapsamlı, en köklü değişiklileri kendilerinin yaptığı hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişle, millî iradeyi zayıflatan, antidemokratik girişimlere kapı aralayan yönetimde çift başlılık sorununa son verdik” ifadesini kullandı.
“MİLLET İRADESİNİ YANSITAN, EVRENSEL DEĞERLERDEN BESLENEN SİVİL BİR ANAYASAYA SAHİP OLMADIKÇA TARTIŞMALAR BİTMEYECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak tüm bu revizyonlara rağmen anayasamıza sirayet etmiş ‘vesayetçi ruhu’ tamamen ortadan kaldıramadık. Bugün, siyasetten akademiye yargı mensuplarından sivil topluma kadar hemen herkes mevcut anayasanın lafzıyla, diliyle, ruhuyla bütünlüğünü yitirmiş bir metin olduğunu kabul ediyor. Değişiklerle âdeta bir ‘yamalı bohçaya’ dönüşen 1982 Anayasası’nın çözümsüzlük kaynağı olduğu, karşılaştığımız her sınamada daha iyi anlaşılıyor. Bu acı gerçeğe gerek devlet sistemimizin işleyişinde, gerekse yargıyla ilgili zaman zaman kamuoyunda yaşanan tartışmalarda, hep beraber şahit oluyoruz. Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya olan ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz.”
Türkiye, doğrudan millet iradesini yansıtan, milletin kültüründen neşet eden, evrensel değerlerden beslenen, özgürlükleri merkeze alan sivil bir anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmaların bitmeyeceğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin iradesine pranga vuran ve demokrasimize gölge düşüren bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir” değerlendirmesinde bulundu.