Değerli Okurlarım;
Bugün ki yazımız, Türkiye’nin insanı çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Millet büyük bir moral bozukluğu içinde COVID-19 dediğimiz Corona’nın getirdiği moral bozukluğu, Türkiye’nin Emperyalist güçlerinin saldırıya geçişi, ekonomik ve sosyal sıkıntılar, milletin içinden kıvranıpta çıkamadığı işsizlik, nasıl ve nereden geleceği belli olmayan virüs hastalığı, bunları alt alta üst üste koyun büyük bir travma ve devletin ne pahasına olursa olsun, her türlü tedbirleri alması… Bazı tedbirlere, Aziz milletimiz devletinin arkasında duruyor kısmen uyulmuyor yazıklar olsun ama çoğunluk uyuyor. Teşekkür etmek lazım. Bütün bunların yaşandığı bir Türkiye’de, yani milletin… anlayamadığı bilinmedik tatlı bir sarhoşluk içinde milletin derdi yetmez… Derdimize çare olan siyasilerin şovları, kamburun üstüne bir de zambur yüklemek yani yük yüklemek… Devletin beş asli görevi vardır: Asayiş, Eğitim, Adalet, Sağlık, Kişi Hukukunu korumak. Bunlar olmazsa olmaz fakat ne hikmetse COVID-19 kapalı veya açık bir toplu savaştır. Kim ne derse desin, KÜRESEL SERMAYENİN BİR TRAJİK OYUNU, tezgâhı. Tabi ki “ALLAH’IN İNSANOĞLUNUN HÜKMÜ VE HİKMETİYLE OLUYOR” ancak tedbiri Devlet ve Millet alacak takdiri Allah’tan. Böyle hallerde toplumlar birbirine omuz vererek atlatır ancak bizim siyaset bu tip konularda bile bundan nemalanmak istiyor. Toplumu uzlaşmaya, hoş görüye, bir ve beraber olmaya çağırması gerekirken saat başı gerginlikler, Vallahi de Billahi de Tillahi de… Bu tip boş teneke siyasetinden kimseye ekmek yok; uzlaşma, birleşme, tek vücut olma zamanı.
Cumhuriyetin tarifini etmekten aciz olanlar Cumhurbaşkanı’na hakaretvari sözler ediyor, bu hangi siyasetin DNA’sına uyuyor? Bu pandemi döneminde seçim seçim demek, bittik bittik sandığa gidelim, gidelim de nasıl gideceğiz? ABD gibi internet üzerinden mi oy kullanalım? Ha siz BİDONDAN, TURP’unuzun hali, ABDli abilerinizin hali. Kardeşim bir sözü konuşmadan sezeceksin, sonucunu hesaplayacaksın. Bir şeyler yapmak ayrı bir şeyler yapıyor dedirtmek ayrı…
Bunları düşünmek lazım… Bu millette hatta… Bütün dünyanın morale ihtiyacı varken eften pütfen şeylerden milletin moral bozukluğuna bir de ilave moral bozukluğu. Ankara’dan ülke yönetilir, yönetilmez değil ama böyle hallerde biraz milleti de haline bırakmak lazım. TV haberine koşan millet başına olumlu bir çare açıklamasını beklerken, siyasilerin anlamsız tartışmalarından bıkıyor.
Bakın TVlere, telefon açın siyasiler size bir tavsiyem… Rahmetli Kemal Sunal 20 yıldır ölmüş. Bugün Oscar Ödülü almış filmlerin karşısında Kemal Sunal filmleri reyting rekoru kırıyor, niye? Çünkü bu milletin anasının dini ağlamış ağlamaktan, üzülmekten yorulmuş. Artık bu millet gülmek istiyor, sizden güzel haberler istiyor. Eleştirmenin, muhalefet yapmanın, uyarmanın bir adabı var. Bari Azrail’le baş başa kaldığımız bir dönemde, kısır çekişmelerden kaçının. Uzlaşmacı, birbirinizi anlayarak, birbirinize saygı duyarak kibar ironik tanımlarla yol ve yön gösterici olmamız lazım. Bir insanın kendisine saygısı varsa topluma saygı duyar. Eğer kendisine saygısı yoksa… başkasına olmaz. BİR ŞEHRİN SİYASETÇİSİ O ŞEHRİN YÜKSEK VOLT AMPÜLÜDÜR. ÜLKEYİ DÜŞÜNÜN AYNIDIR, SİYASET IQ’NUZU YÜKSELTİN. ELEKTRİK VOLTUNUZU YÜKSELTİN ÇÜNKÜ sizler 83 milyon insanın içinden seçilen 600 kişi, değerli insanlarsınız, sizin her hareketinizden etkilenen 83 milyon insan var. Ne olur bu milletin aklından bu kadar alay etmeyin. Dört kişinin bir arada durması hayati tehlike arz ediyorsa, seçim seçim tenceresi çalmak sanki bu milletle alay etmek değil… Yav Vallahi gelin sahaya inelim tebdil-i kıyafetle birebir, millet siyasette sizden çok çok önde. Önde… Paralı kalemşörler, satılmış vicdanlar, siyasileri çıkarları uğruna dolduruşa getirip iştahlandırıyorlar. Millet canının derdinde, nereden nasıl geleceği belli olmayan bir virüsle karşı karşıya bari bu zor günlerde birbirinize saygı gösterin, millete bir terapi olsun.
Dünya ve ülkemiz her alanda sıkıntılı günlere doğru gidiyor. Su, ekmek ve zaman başta olmak üzere her alanda israf ve gösterişten acilen uzak durmamız gerekiyor. Gelir dağılımındaki dengesizlik küresel ve ulusal boyutta gittikçe artıyor. Biri yer biri bakarsa kıyametin orada kopacağından hiç şüphemiz olmasın. Birlikte başarabiliriz.
Saygılarımla.Aziz Emektar