Eğer başına gelen bir olayda “keşke” demiyorsan yani sen elinden gelen her çabayı inanç ve gayretle sürdürmüşsen başına gelene kaderimdir diyebilirsin. Ancak bu durumda, vicdanın da ruhun da kendine düşen görevi yapmanın huzuru içinde olur…
SABIR ve KADER
Şems-i Tebriz-i (Mevlana’nın mürşidi) kader konusunda şöyle der:
Hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten " Ne yapalım kaderimiz böyle " deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamı değil, sadece güzergâhı verir. Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hâkimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin…
Onun için Kitabımız Kuranı kerime göre; bir Müslüman’ın ben çaresizim deyip, boynunu büküp bir kenarda başına gelecekleri beklemeye ve adına da sabır demeye hakkı yoktur. Bu tavır bir din cahili tavrıdır. Allah'ın dininin mensubunun tavrı değildir, olamaz. Zaten sabır da eylemsiz beklemek değil, bilakis eylemli bir bekleme işidir.
Kuran'a göre sabır: İnsanın haklı ve doğru çabalarını inanç ve kararlılıkla sürdürmesi, karşısına çıkan zorluk ve olumsuzlukları cesaret ve metanetle aşabilmesidir. Allah’ın dini doğrultusunda yaşama gayretini sürdürüp O’nun ileride vereceği yürütme hükmünü acele etmeden beklemesidir. Ayrıca, insanın dine ve akla uymayan işlerden sakınıp nefsine hâkim olmasına da sabır denir.
Sonuç olarak yaşamda elimizden gelen tüm gayret ve çabayı gösterdikten sonra başımıza gelecekleri beklemeye sabır, sabır sonunda başımıza gelenlere de kader denir.
Tebriz’in güneşi Şems-i Tebriz-i kaderi kısaca şöyle özetler ve “ Olduğu kadar, olmadı kader ” der.
Ben de Naçizane başına gelen bir olayda “keşke” diyorsan başına gelen kaderinden değil, kendi hatalarından dolayıdır. Buna hataya düşüp kaderimmiş dememeli, Allah'ım bir daha böyle bir sıkıntı verme deyip kendi hatalarımızı Allah'a fatura edip, Haşa Allah'a iftira etmemelidir.
Eğer başına gelen bir olayda “keşke” demiyorsan yani sen elinden gelen her çabayı inanç ve gayretle sürdürmüşsen başına gelene kaderimdir diyebilirsin. Ancak bu durumda, vicdanın da ruhun da kendine düşen görevi yapmanın huzuru içinde olur…
ESEN KALINIZ - Abdullah Haktankaçmaz