Yahudi yahudiliğini yapıyor ve yapacak, yapmaya da devam edecek.
Peki sen müslümanlığının gereğini yapıyor musun veya ne kadar yapıyorsun?
Maalesef bize çaresizce üzülerek izlemek kalıyor.
...
Allah'a inanıyoruz dua edeceğiz, eyvallah.
...
Ama Allah'ın, kendisinde sizin için güzel örnekler vardır buyurduğu Resûlü Hz. Muhammed aleyhisselam sadece dua ile mi yetindi yoksa şartlar ne tür hazırlık gerektiriyorsa hepsini yerine mi getirdi?
.
Sultan Alparslan Anadolu'yu sadece dua ederek mi Müslüman Türk yurdu haline getirdi, yoksa at sırtında ve kefen giyip geçici dünya nimetlerini elinin tersiyle iterek ömrünü cihadla geçirerek mi?
.
Selahaddin-i Eyyûbî Kudüs'ü haçlıların elinden sadece dua ederek mi aldı, yoksa Kudüs kurtarılıncaya kadar gülmeyeceğine dair yemin ederek mi?
.
Gazi Şehit Sultan Murad Hüdavendigâr'ın ne işi vardı Balkan topraklarında? Başkent Bursa'da gününü gün edip biraz da dua ederek mi durdurdu Haçlı ordusunu Kosova'da?
.
Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul'u sadece Hz. Peygamber'in duasıyla mı aldı yoksa Hz. Peygamber'in duasına mazhar olabilmek için yeni silahlar icad ederek askeri üstünlüğü mü sağladı?
..
Biraz da karşı cenaha bakalım:
.
Haçlılar Endülüs'ü kiliselere kapanarak sadece dua ile mi geri aldılar? Endülüs şehirleri pırıl pırıl ve ışıl ışıl iken tuvaletleri bile yoktu Orta Çağ Hristiyanlarının. Ama geleceklerini ihya etmek için gözlerini dört açıp çalıştılar ve müslümanları sekiz yüz sene yaşadıkları İspanya'dan bir kişi bile bırakmadan öldürdüler ya da sürdüler.
.
Yahudiler Babil ve Roma sürgünlerinden sonra iki bin yıl devletsiz kalıp dünyanın her yerine dağılmalarından bugünkü konumlarına sadece dua ederek mi kavuştular yoksa dünyanın en çalışkan, en zengin milleti olarak mı?
..
Kimse yanlış anlamasın.
Dua eder ve duanın da etkisine inanırım.
Ama problemlerimiz sadece dua ya da beddua etmekle, lânet etmekle veya benim de yaptığım gibi onların icad ettiği facebookta ahkâm kesmekle çözülmüyor ve bu şekilde devam ettiğimiz sürece çözülmez de maalesef.
.
Alparslanlar, Selahaddinler, Hüdavendigârlar, Fatihler yetiştirmek gerekiyor.
Ama bırakın tarih yazacak liderler yetiştirmeyi, üzerinde yaşadığı toprakların mazisini, mensup olduğu milletin tarihteki gücünü ve değerini, inandığı dinin ne olduğunu bilen, millî ve manevî değerlere sahip bir nesil yetiştirebildik mi?
Kimse uzaklara bakmasın.
Biz, bizzat şahıs olarak biz davası olan mümin bir müslüman olabildik mi?
Toplumumuzun, neslimizin istikbalini dert edinip uykusuz kalabildik mi?
Dolayısıyla hepimiz öncelikle kendimize, çocuklarımıza, torunlarımıza, yakın akrabalarımıza bakalım.
Neslimiz için üzerinde yaşadığı toprakların bir anlamı var mı? Yoksa hoyratça miras yiyen bir nesil mi yetiştiriyoruz?
Ne kadarımız Hz. Peygamber aleyhisselâmın ve ashabının karşılaştığı güçlüklere maruz kaldık ve fedakârlıklarda bulunduk?
Hz. Peygamber'in bir davası vardı ve davası uğruna "Bir elime güneşi, bir elime ayı verseniz, ben bu davadan vaz geçmem" buyurdu, inandığı davası uğruna Kureyş müşriklerinin kendisine yapmış olduğu "Gel başımıza kral ol! Yeter ki davanı terk et" teklifini tereddüt etmeden red etti.
Hz. Peygamber'in güzide ashabı davalarına uğruna işkenceye maruz kaldı, bütün servetini Mekke'de bırakarak vatanlarından ayrıldılar.
Peki bizim geçerli ve tutarlı bir davamız var mı?
Hangi menfaatleri terk etmek durumunda kaldık davamız için?
Ne kadar duruş sergileyebildik davamız uğruna?
Dava deyip davayı kendi menfeatlerimiz doğrultusunda istismar etme endişesi taşıyor muyuz?
.
Yine yanlış anlaşılmasın herkesi aynı kefeye koymuyorum. İnanıyorum ki Allah samimi bir şekilde gayret gösterenlere ecrini verecektir.
Ama bu iş sınırlı sayıda kişinin gayretiyle de olmayacakmış gibi görünüyor.
..
Allah Rahman sıfatı gereği ister müslüman olsun ister gayrimüslim dünyada çalışan herkese karşılığını verir.
Nitekim bakın Yahudiler iki bin sene ve dünyanın farklı devletlerinde dağınık olarak yaşadılar, ancak dinlerine, dillerine, kültürlerine, örf ve âdetlerine iki bin sene sahip çıktılar, mücadele etliler ve sonunda amaçlarına da ulaştılar.
...
Bu nedenle
Ağlamanın faydası yok.
Üzülmenin faydası yok.
Dünyada işler güç ve kuvvet ile yürür.
Olabilirsek şayet güçlü, kükrersek arslanlar gibi devran değişir, toz olurlar önümüzden.
İstiklal ve istikbal düşmanın merhametine ve insafına terk edilemeyecek kadar değerlidir, şereflidir.
Aksi takdirde önce beşikteki evladını doğrarlar gözünün önünde, hatta deşerler karnını annenin, parçalar bedenini yavrucağızın, akabinde lime lime ederler bedenini.
Böylece peşinden ağlayacak, yok olmuş kabrinin başında Fatiha okuyacak bir adam bile bırakmazlar, Endülüs'te,
Sicilya'da,
Malta'da,
Girit'te,
Rodos'ta,
Kırım'da,
Saray'da,
Arakan'da olduğu gibi.
.
Sadece ağlamaya devam edersen şayet,
Doğu Türkistan da gider elinden Batı Türkistan da.
.
Sadece lânet edip belâ okumakla kazanılacağına inanıyorsan zaferin, Kâbe'yi de fotoğrafta ziyaret etmeye inandırırlar torununa atanın.
.
Müslüman!
Titre ve kendine gel!
At üzerindeki ölü toprağını.
Sil gözündeki yaşları.
Allah'a hakkıyla inan.
Rasûlüne inanarak bağlan.
Unutma ölüm hak, ahiret gerçek.
Eline tutuşturulan oyuncaklar hakikati görmeni engellemesin.
.
Yetiştirmek lazım
Ömerleri,
Alparslanları,
Selâhaddinleri,
Fatihleri.
Hayır, hayır, hayır...
Hem Ömer olup hem de Ömerler yetistirmek,
Hem Alparslan olup hem de Alparslanlar,
Hem Selâhaddin olup hem de Selâhaddinler,
Hem Fatih olup hem de Fatihler yetiştirmenin şuurunda olmak lâzım.
.
Toplumun düzelmesi için sadece beklersen gelmesini
Ömer'in,
Selâhaddin'in,
Alparslan'ın,
Fatih'in,
İlk kıblegâhın Mescid-i Aksâ'nın kurtulması için beklersen gelmesini Selâhaddin'in,
Bırakın Kudüs'ü,
Mescid-Aksâ'yı,
Ne yöneleceğin Kâbe bırakırlar ne de
Ravza-i Mutahhara'yı.
...
"Yüzü dost, özü düşmanda usandım.
Dili mü'min, kalbi şeytandan usandım. Dostum herkesin kahrı çekilir amma.
Ben davasız müslümandan usandım"
Ya Rabb!
Bizleri
çalışkan ve cesur,
dost ve düşmanını ayırt edebilen,
dava sahibi,
davasını istismar etmeyen,
davasına ihanet etmeyen,
davasında samimi,
davasına inanan,
davasını nesilden nesile aktarabilen,
derdi olan ve
ümmetin derdiyle dertlenen
mümin müslümanlardan eyle.
Âmiiin.
...
8 Mayıs 2021
Prof Dr Salih Pay'dan bu güne dair mükemmel bir yazı.