Zaman Allahın insanlara bahşettiği bir mucizedir. Asır suresindeki Asr’a yemin zamanın önemine işaret olsa gerek. An, nefes, saniye, saat, kuşluk, duha, Kadir gecesi, gece-gündüz, gün, bin gün, hafta, ay, Bin ay, yıl, Asır ve Zaman. Bu kavramlar veya eş anlamlıları, bir şekilde Kur’an-i Kerimde, ehemmiyet izafe edilecek şekilde geçmektedir. Hata bazıları, Yemine konu olmaktadır. Müjdelenmektedir.
Yıl, yeni yıl ve sene olarak ifade edilen birim ise, özellikle insanoğlunun ömrünün hesabında öne çıkmaktadır.
İzafi de olsa yaş olarak sene ölçü alınmaktadır.
Ve ömür ölçüyledir. Ölçüsü kader levhasında bellidir. Ne ileri ne geri gider. İlerisini gerisini bilmediğimiz için takdir edileni ancak yaşadığımız nefes kadarı ile anlamaktayız.
İşte bir yılın hesabını, beniadem-insanoğlu bu sebeple hep önemsemiştir. Her takvim sistemi bir başlangıç ve devri daim hesabı kabul etmiştir.
Hicri Takvim de Efendimizin Hicretini başlangıç almıştır. Ayın hareketine ve evrelerine göre de, ay ve yıl hesabını kabul etmiştir.
İşte bu anlamda, 1443 yıl sonra, Efendimizin, hem Hicretini, hem de bir yılın daha geçtiğini, ve yeni bir yıla başlandığını idrak etmekteyiz.
Yine bu anlamda ibret ile düşünülecek, tefekkür edilecek ve hayra yorulacak bir başlangıç olmasını dileyelim.
Rabbim, önümüze açılan bu zamanı, bu yeni Hicrî yılı ve yılları, sağlıkla, huzurla, bahtiyarlıkla başarı ile bereket ile; rızasına nail olacağımız haller ile yaşamayı nasip etsin.
Sevdiklerimiz, sevenlerimiz, milletimiz ve insanlık alemi için mübarek kılsın. Amin.
Mehmet OYMAK