İsimsiz Kahraman : Hacı Ercan Göçtü Öte Aleme
Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun.
Hacı Ercan düzgün , namuslu ve dost canlısı bir insan idi. Komşuluğuna ve arkadaşlığına diyecek olmayan ender insanlardan biri idi.
Onunla Bağlarbaşı mahallesinde komşuluk yaptık senelerce. O iki katlı bir gecekonduda oturduğu için ona “ Hacı i Çardağı” derlerdi mahalledeki komşuları arasında.
Keyifli, şakacı ve candan bir insan idi Hacı Ercan. Hal hatır sormadan geçmezdi insanları ve tüm çocuklarına bayılırdı ona.
Hacı Ercan, Milli eğitim yayınevinde yıllarca kitapları o sattı ihtimamla okuyucularına. İslam Ansiklopedisinin fasiküllerini ondan almıştım. Onunla Milli eğitimde birlikte çalıştık. Ben, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Halk Eğtim Başkanı olarak o ise Kitapçı Hacı olarak. Ama onunla hep mahalledeki komşusu ve dostu olarak kaldım yıllarca. Ne o saygısından, ne de ben sevgimden bir şey kayıp etmedik ta bugüne dek. O isimsiz bir halk kahramanı idi. Kitapları evlatları gibi severdi.
Onunla elli yıllık bir komşuluk ve dostluğun tadına varamadık. Hem siyasette , hem de diğer zamanlarda Hacı Ercan tam bir İbrahim’i hemşerim olarak kaldı yüreğimde. O tam bir vefa, bir gerçek dost ve kadirşinas örneğidir benim gözümde.
Yıllarca ketum , samimi ve güvenilir bir mümin olarak yaşadı. Her dem hatır sorar ve insanların dertleriyle dertlenirdi. Yataktan çıkamıyordu. Bu Bayram aramayınca ben aradım ; oğlu Abdülkadir telefona çıktı : " Babam yoğun ! " bakımda dedi.
Çok üzüldüm. Aramadığına göre başında bir hal vardır demiştim Hacının. Korktuğum başıma geldi. Demek Hacı Ercan kendinde değilmiş. Yoksa mutlaka önce O arardı. Uzun zaman yatalak kaldı. Felç olmuştu. Hep konuşurduk eski dostluklardan. Tek tek sayardı arkadaşlarının isimlerini : Abdulkadir Subaşı, Adil Saraç, Yusuf Demirkol, Mehmet Oymak, Salih Beşkardeş ve diğer dostları.
Bu kez demek çok ağır imiş. Hastahanede yoğun bakıma almışlar onu. Dua ettik kendisine. Şimdi bu kara haberi alınca çok hayıflandım. Keşke orada olsaydım diye. Ama vade tamam olunca yolculuk başlıyor işte. Ne gelir elden.
Güzel insanlar , güzel atlata binerek göç ediyorlar o dönülmez diyara Gerçek hayat başlıyor onlar için ve bizlere de matemleri kalıyor. Onlara düğün günü , bize de yas günü oluyor bu ölüm. İşte fani dünya ile gerçek alem arasındaki fark bu.
Mekanın cennet olsun benim garip , vefalı . isimsiz kahraman ve gerçek dostum Hacı Ercan’ım. Bizden de selam söyle önden giden tüm dostlara.
Elbet bizde geleceğiz bir gün o sahici beldeye. Ölüm acı bir gerçek. Ölüm hiçlik değil ebedi kalınacak bir aleme sefere çıkmak demek. Ölüm yeni hayata diriliş demektir.
Başta kederli ailesine, evlatlarına Yüce Allah’tan sabırlar diliyor ve tüm sevenlerinin de başı sağolsun diyorum.
İsimsiz bir kahraman daha göç etti öte aleme. Yolun açık olsun benim güzel kardeşim Hacı Ercan. Yolun açık olsun.
İnnalilahi ve inna ileyhi raciün.
İbrahim Halil ÇELİK