KENDİ ELLERİMİZLE MAHVETTİK
Bir anda durdu hayat... Hastası olana geçmiş olsuna gidemedik... Ölüsü olan, boynu bükük kaldı cenazede, ne acısını paylaşabildik ne tabuta omuz verebildik... Uzaktan bir sela okundu, Fatiha'yı ruhuna gıyabında okuyabildik...
"Üzülmeyin evladım, bu da geçer" dedi büyükler; içimizden inanmasak da, dışımızdan "öyle olsun" diyebildik...
Sizi bilmem ama "yarın ararım" dediğim insanlardan kaybettiklerim oldu... "Daha sonra yaparım" dediğim bir çok şeyi ne zaman yapabileceğim belli değil...
Ne güzelmiş oysa dost sohbetleri... Ne güzelmiş camilerde omuz omuza saf tutmak, Rabbimizi hep beraber anmak... Ne güzelmiş, oturup bir masada gülebilmek doyasıya... Hayatı, zamanı, insanlığı paylaşabilmek... Çoluğu çocuğu okuldan alıp "bugün ne öğrendiniz?" diyebilmek... Her hangi bir yere, "geçerken" uğrayabilmek... Maskesiz, eldivensiz, kolonyasız, sokağa çıkabilmek...
Elbet geçecek... Elbet dinecek... Büyüklerimize ziyarete gittiğimizde; kolonyadan kurtulamayız belki ama o el öpülecek... Yine omuz omuza saf tutacağız camilerimizde....Yine oturacağız aynı masalara....
Bin nasihat öğretecek bize bu musibet, bedeli ağır olsa da... Biraz sabır, biraz tedbir, biraz emek... Geçecek kardeşlerim, bu da geçecek... Beklenen bahar, özlenen o yaz mutlaka gelecek...
Umutla... Kalın sağlıcakla...