Bir Eğitim Sevdalısı : Kadim Dost Nuri Gökalp
İbrahim Halil ÇELİK
İznik’te tüm insanlığı yeniden ayağa kaldıracak eğitimimizin izini süren, yeni bir proje için Koronalı günlerinin onulmaz bu pandemi sürecinde bile çalışmasına asude bir ortamda devam ediyordu Nuri ağabeyim .
Beni ve Hulusi Yüksekdağ kardeşimi de oraya ısrarla davet ediyordu. Gitmeye niyetimiz vardı. Ama nasip olmadı ! Orada bu amansız hastalığa yakalandığını duyduk. Çok üzüldük. İstanbul’a getirdiler. Hastahanede yatarken onu fazla yormamak şartıyla; geçmiş olsun diye sesini duydum. Ona şifa vermesi İçin yüce Şafiiden niyazlarda bulunup, hep dualar ettik. Ama ömürü bu kadermiş. Bugün bile sorarken ağabeyimi; oğlu Ziya’ dan , ayağa kalkacak ve onunla bir an önce birlikte olacağımızı umuyordum. Heyhat!
Meğer o, bu görüştüğümüz saatte öte aleme sefere hazırlanıyormuş. Ölümsüzlük alemine yürüdüğünü Ziya Badur’un sitesindeki dostum Nezir Demircan’ın yazısından okudum. Haberi görünce nutkum tutuldu. Ellerim yanıma düştü. Daha yüzlerce köye İlim ocağı olan kütüphaneleri kuracak ve İlim meşalesi kitaplarını da gönderecekti. Daha bir araya gelip onunla ne güzel hülyalar kuracaktık ? Onun bu umudu yarınlarımızı kuşatacak ve nice güzel eserlere imza atacaktık.
Nuri Gökalp ağabey tüm hayatını adeta eğitim konusuna vakfetmişti. Eğitim meselesi onun İçin tüm meselelerin başı idi. Maarif meselemizi bu kadar özümseyerek onun gibi anlatan az insan vardır benim tanıdığım. O, Mezopotamya’nın kadim kenti Midyat’ta doğup bu toprakların çocuklarına gözü gibi koruduğu özel kütüphanesini ( Mardin Artukoğlu Üniversitesine ) hibe eden bir eğitim dervişi idi. Abdülkadir Karahan Hocam kitaplarını Urfa’ya, İhsan Süreyya Sırma Hocamın ise Siirt’e hibe eden ilk gönül erleri idiler. Sağlığında Kurduğu Vakıfı ; onun bu emellerini yerine getirecek; İlim sevdalısı evlatlarınca bu davası devam edecektir muhterem ağabeyimin.
O , eğitimle bir millettin adam olacağına yürekten inanan mümin bir İlim elçisi idi. O, Fatih’teki güzelim kütüphanesini nasıl kurduğunu ve onu nasıl tanzim ettiğini en iyi bilenlerdenim. O mekanda az mı ağırlandık değerli dostlarıyla? . O mekanda ne sohbetler, ne münakaşalar ve de ne münazaralar yapılırdı ? Bu güzel mekanda bulunan unutulmaz dostlarının adlarını saymakla bitiremem. Ancak bir kaçını anmadan da geçemem. Başta muhterem hocam Halil Gönenç, İhsan Süreyya Sırma , Nazif Hoca, Nihat Armağan, Bayram Karaçor, Hulusi Yüksekdağ, Mehmet, Okay, İbrahim Karaca, Hafız Abdülkadir Polat, Şaban Polat, Ali Kemal Temizer, İbrahim Halil Çelik, Orhan Demirtaş, Hikmet Sırma, Ahmet Bahçivan ve daha nice dostları. Daha kimler , daha kimler; bunları birer birer yazamam şimdi bunları . Çok görkemli sofralara sahne oldu bu mekan.! Bu mekan hem İlim sofralarına , hem de yörenin taamlarını tüm ihtişamlarıyla birer birer sergileyen o unutulmaz ulu sofralara şahid oldu yıllarca .
Nice İlim adamlarını, nice siyaset erbablarını ve nice fikir insanlarını çoğu kez ağırladı durdu bu mekan ! Orası sanki bir fikir ve siyaset akademisi idi. Şimdi orası da bizim kalbimiz gibi yetim kaldı. Sofrasının açık ucu ; onun bu unutulmaz ziyafetlerini yad edip durmaktadır sanırım şimdi.
Onun bu seksen bir yıllık ömrü öğretmenlikte , idarecilikte, gerek siyasette ve de gerekse yazarlıkla dolu dolu geçti. Çok öğrenci yetiştirdi O . Ev sohbetlerini , iftar sofralarını unutmak mümkün mü muhterem ağabeyimin. Dostlarının her dem kalplerinde yerini alan bir gönül insanı idi Nuri Gökalp ağabeyim. Yokluğun bize daha çok hüzün verecektir. Alışmak zor olacak tüm dostlarına bu ayrılığın. Ancak İmanımız içimizi ışıtacak. . Ölüm zira hiçlik değil ; varılması gereken vuslat yurdunun tezkeresidir. .
Hayatın bizi imtihan ettiği şu günlerde; peş peşe dostlarımız ayrılıyor aramızdan. Daha dün denilecek kadar kısa bir demde Yaşar Bağdatlı , dili dadlı ağabeyimiz de göçtü bu fani alemden. Allah rahmet eylesin ve önden giden tüm dostlara selam olsun.
Ölümsüzlük diyarı, bizim asli vatanımızdır. Hepimiz döneceğiz elbet bir gün o asli vatanımıza. Cennet; dedemizden bize kalan mirasımızdır. İnşaAllah birgün buluşuruz bu asli vatanımızda hep birlikte.
Koronavirüs belasının ilk dehşetli demlerinde, herkes eve kapanmışken, onun İstanbuldaki tüm kadim dostlarına ve benim gibi taşradakilerine ta evlerine , sanki birlikteymişiz gibi taam servis yaptığını nasıl unutabiliriz ? Kim düşünebilirdi ondan başka bu alicenaplığı ? Başka bir örneği var mı bunun acaba ülkemizde ? Sanmam! Tek örnektir bu bence.
Uzaklık onun için mesafe değil, gönül uzaklığı idi. Gönlü aynı dava için çarpanlara uzaklık yoktur onun defterinde. Onun ufku çok geniş idi. Gönlü onun hala delikanlılığını yaşıyor gibi idi. O, Kadim topraklar üzerinde yaşayan medeniyetlerin izlerini taşırdı adeta sinesinde. O, mümin , muvvahid ve emin bir siyasetçi idi.
Gerek Turgut Özal ile olan o siyaset arenasındaki kavi dostluğu ve gerekse çok kıymet verdiği ANAP İstanbul il başkanı Eymen Topbaş’la olan muhabbeti konuşulurdu siyaset mahfillerinde. İşte onu tanıyan tüm dostları bunu asla unutmazlardı.
Nuri ağabey , Yurtdışında sürgündeki günlerimde beni ziyarete gelen ender dostlarımdan biri idi. O, Rahmetli Hafız Abdülkadir Polat ağabey , İhsan Süreyya Sırma Hocam ve rahmetli Nazif Hocam ile Beşir Atalay‘la beni ziyarete gelmişlerdi ta Avusturya’ya. Viyana da ne güzel günlerimiz geçmişti onlarla. Viyana’daki gönül dostlarımızla bu Anadoludan gelen ulu çınarlarla ne hasretler gidermiştik o günlerde. O, sohbeti tatlı ve sahaveti dillere destan bir İrfan eri, iyi bir muallim ve erdem timsali bir siyasi ağabeyimiz idi. Erdem Bayazıt ile iyi dost idiler. Aynı dönemde mebusluk yaptılar ikisi.
Yarınlar Kimin? Yarınlar benim diyen İstikbal Yıldızı ile Okumanın Sırına eren ve Sevgi’yi de gönüllere nakşeden yüce gönüllü biri idi. Nuri Gökalp ağabeyim Çözümü : Yetişmiş İnsanlarda gören ulu bir çınar idi.
Bugün onun vefat haberi beni derinden yaraladı. Okuyunca haberi , ağzımın tadını kaçtı. Çok üzüldüm !. Hüznü yüreğimi yaktı. Onun o müşfik tavrı ve bitmez azmi beni diri tutacaktır.
Nuri ağabeyin uzun hatıraları böyle sığmaz bir kaç satıra. Zira onun unutulmaz güleç yüzü ve insanları yürekten saran o sıcaklığı nasıl unutulur ki ? Her dem benim gönül aynamda gülecek sizin o güleç, güzel yüzünüz .
Başta kederli evlatlarınıza , geniş ailenize, yetiştirdiğiniz tüm, talebelerinize ve sizi yürekten seven can dostlarınıza , Yüce Allah’tan sabırlar diliyorum.
Allah rahmet eylesin ve mekanınız cennet olsun muhterem ağabeyim.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciün.