İbrahim Halil Çelik ;
Halil Özcan daha umut vadeden bir çağda bugün yürüdü Hakka. Kendini sevenleri yasa boğarak gitti öte aleme. Dönülmez yolun yolcusuyuz hepimiz bu alemde. Ama o erken gitti aramızdan bizden önce.
Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun.
Evvel gün uğramıştım Metropolitan Hastanesinde yoğun bakımda yatan Halil’e. Onun hastalığını sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medyaya yansıyan ziyaretlerinden öğrenmiş ve çok üzülmüştüm. O dağ gibi Halil bir avuç kalmıştı yatağa bağlı olarak. Bu meret hastalık koca çınarları giren kurt gibi bitiriyor insanı içten içe. Onu ziyarete gittim sabahleyin hastahaneye . Onu görmek mümkün değildi. Amma; amcası, dostum Mehmet Özcan ile abisi İbrahim ve öğrencim Cuma ile küçük kardeşini de teselli etmiştim. Kalabalık bir ziyaretçi akını vardı.
Halil Özcan’nın Abisi İbrahim , bana daha yakın idi. Onunla Nur Medreselerinin ilim çeşmelerinden demlenirdik ruhumuzun gıdasını. Nur çeşmelerinden feyiz alırdık onunla birlikte . Beni görünce çok sevinmişlerdi. Salih Özcan Ağabey ‘in ; Hilal Mecmuasına yazdığım yazılardan aldığım telif ücretini anlatmıştım onlara hatıra olarak. Buna çok gülmüşlerdi. Çünkü Salih Ağabey para vermemek için : “ Ben ,seni dünyaya tanıtıyorum, sen telif ücretini almak istiyorsun İbrahim Halil benden ? “ diyordu.
Ben , Necip Fazıl Üstadın bir defada alamadığı ücreti Salih Ağabeyden almıştım.
Değerli hemşerimiz , Büyük Doğunun yılmaz şakirdi , güzel insan Nihat Armağan ağabeyin yönetimde ; yazı işleri müdürü Mahmut Alagöz ve birlikte Sanat ve Edebiyat sahifesini hazırladığımız Osman Tunç’la çıkardığımız Hilal mecmuası tam bir hazine idi o günlerde . Bunu kaldığımız süresi içinde bir bir anlatmıştım yeniden. Daha fazla anıları da paylaşmıştık Halil’in amcası, kardeşleri ve akrabalarıyla.
Özcan ailesini yalnız bırakmayan yakın akrabaları, amca çocukları ve dostları gelmişlerdi Hastaneye . Halil’e de acil şifalar dilemiş bir an önce aramıza dönmesini için yüce Rabbimden niyazda bulunmuştuk .
Halil’in de Meclis’te Urfa için yaptıklarını da anmıştık . Halil, Urfa’ya dört dönem Milletvekili olarak hizmet etmişti. Çok dua etmiştik dünü anarak. Benim amcaoğlu Hacı Hasan’nın oğlu Haliliye Belediyesi meclis üyesi Ahmet Çelik’i de çok severdi Halil Özcan Hoca. Ahmedin pandemide vefatına çok üzülmüştü. Ahmet çok gençken gitmişti dönülmez sefere.
Dün de abisi İbrahim’e ve amcası Mehmede Urfa’da Faysal Finans şubesi açılırken Urfa’ya gelen Suud Prens Muhammed bin Faysal El Türki ve Salih Özcan abiyle beni Urfa Belediye Başkanıyken ziyarete geldikleri fotoğraflarını resim arşivimden çıkarmış ve onlara göndermiştim. O unutulmaz anıyı paylaşmıştım onlarla. Sevgili Halil’e de acil şifalar dilemiştim Allah’tan.
Abisi İbrahim de bugün Halil’in daha iyi olduğunu yazmıştı dün bana. Ama bu sabah Halil ‘in acı vefat haberini okudum sosyal medyadan. Bu ölüm çok erken oldu benim için. Çok üzüldüm. Ah ölüm ah! İnsanoğlunun kolunu kanadını kıran afet! Ne acı bir gerçeksin sen ?
Her Mecliste uğradığımda Halil ; tam bir tevekkül içinde İdare Amirliği makamında beni karşılarken; amcası ve dostum Salih Özcan’ın emaneti olarak görürdüm onu. Bir zamanlar bende Meclis İdare Amirliği yapmıştım. Bana çok saygısı vardı Halil Hocanın. Ben de onu çok severdim. Amcasının yakın dostu İsmail Bal ile hep kulaklarını çınlatırdık onun. İsmail Bal, Çubuk’un şeyhi idi bizim için. Daha birlikte olacaktık onunla. Şimdi İsmail Bal ağabey Çubuk’ta evde hasta ve Halil’in vefatından haberi yok. Halil Özcan; Suudi Arabistan’da okumuş ve benim kurduğum Harran Üniversitesinde Doçent öğretim üyesi olarak çalışmıştı senelerce.
Siyasete atılmadan önce iyi bir eğitimci idi Halil Hoca. Daha iyi eserler verecek çağda idi. Siyaseti uzun yıllar yaptıktan sonra da yeniden dönecekti eğitim alemine. Ama ömrü vefa etmedi Halil’in . Yolun açık olsun güzel insan , can kardeşim Halil’im benim.
Yarın son yolculuğun Urfa; Halilürrahman Dergah Camiinde kılınacak cenaze namazından sonra; seni de ata toprağın Vahşiye köyünde verecekler karatoprağa. Vasiyetin üzerine Salih amcan ile Baban Hasan’ın rahmetlinin kucağına devdi edecekler seni. Harran toprağı bize ilim neşreden dünün feyizli armağanıdır. Bu armağan bize ışık tutan yıldızların harman olduğu yerdir. Harran semalarında ilim neşreden yıldızların, ulu ruhları parlar durur. Seni de o toprağa verecekler. Bizden selam olsun tüm önden gidenlere. Harran semalarından bir yıldız daha kaydı bugün.
Başta kederli evlatlarına, değerli aile fertlerine , seni seven Akademik ilim dostlarına ve birlikte siyaset yaptığı tüm dava arkadaşlarına Yüce Allah’tan sabırlar dilerim.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciün.