Bayern Münih’in yönetim kurulu başkanı, efsane futbolcu Rummenigge, 2013’te, kulüpler birliği toplantısı için Katar’a gider.
Dönüşte, Münih havalimanına iner.
“Gümrüğe beyan edeceğiniz mal var mı?” diye sorarlar.
“Yok” der.
Bizim havalimanındaki polisler gibi sırıta sırıta hatıra selfie’si çektirelim diyeceklerine, “bavulu aç” derler. Çünkü orası Almanya… Vay efendim ben Rummenigge’yim, efsaneyim filan, istersen cumhurbaşkanı ol, hikaye…
“Bavulu aç” derler.
İki tane Rolex çıkar.
50’şer bin eurodan iki Rolex.
Kaçakçılıktan gözaltına alınır!
“İçişleri bakanını arayayım da, gelsin benim önüme yatsın” diyemez.
Demeye kalksa, biliyor ki tutuklanır.
Augsburg gümrük dairesinin başvurusuyla, Landshut mahkemesinde yargılanır.
“Adalet bakanını arayayım da, şu savcıya telefon etsin, baskı yapsın, beni kurtarsın” diyemez. Demeye kalksa, biliyor ki, bakanı da tutuklarlar!
Deliller incelenir.
140 gün hapis cezası verilir.
İstersen paraya çevir…
İstersen gir içeri yat denir.
“Parasını ödeyeyim” der.
Hay hay derler, “kaç para maaş alıyorsun, günlük gelirin kaç paraya denk geliyor?” diye sorarlar. Günlük gelirini 1785 euro olarak beyan eder. 1785 euroyu 140’la çarparlar, 249 bin 990 euroyu takarlar Rummenigge’ye!
Saatler 100 bin euro.
Ceza, 250 bin euro.
(Gelirin ne kadar yüksekse, cezan da o kadar yüksek oluyor. Hırsız zenginse, fakir hırsıza nazaran daha ağır bedel ödüyor. Alman sistemi, yolsuzlukta bile sosyal adaleti sağlıyor. Kaçırılan malın değeriyle ilgilenmiyor, kaçıranın malının mülkünün değerine göre ceza kesiyor. Mesela, günlük geliri iki katı olsaydı, aynı miktarda kaçakçılık için, 250 değil 500 bin euro ödetirlerdi Rummenigge’ye.)
Neyse, 250 bini öder.
“Artık gidebilir miyim” diye izin ister.
“Dur hele bakalım” derler, “sen bu saatleri kaç paraya satın aldın?” diye sorarlar.
Faturayı göstermesini isterler.
E, fatura yok.
“Hediye edildi” der.
Hani, bizim bakana “nedir bu sana gelen kutular?” diye sormuşlar, bizim bakan da “hediye çikolata geldi, hediye Türk geleneğidir” demiş ya… Rummenigge de öyle demiş yani… “Hediye Arap geleneğidir, şeyh cebime sokuşturdu” demiş.
Gel gör ki, Almanya’da da bi gelenek var. 20 bin eurodan pahalı hediyeye yüzde 30 vergi ödemek zorundasın.
Dolasıyla, bi 30 bin euro da burdan takarlar Rummenigge’ye!
“Artık gidebilir miyim” diye izin ister.
“Dur hele bakalım” derler.
Almanya’da 90 günden fazla hapis cezası alırsan “sabıkalı” oluyorsun. Paraya çevirdim filan, nafile… İstersen Rıza Sarraf gibi altına çevir, gene olmuyor.
Sabıkanı “sıfırla”yamıyorsun.
Sicil kaydına sabıkası işlenir.
Saatler kendisine teslim edilir.
“Buyrun, artık güle güle takın, iyi günlerde kullanın" denir.
Böyle kötü örnekleri kendinize dert etmeyin!
Neticede Almanlar hristiyan,biz ise müslümanız...