Tüysüz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün ülkenin pek çok yerinde mağduriyetin had safhada olduğu bir konuyu dile getirmek üzere arkadaşlarımızla toplanmış bulunuyoruz. Şu arkamızda gördüğünüz paneller güneş enerjisinden elektrik üreten bir sistem. Bakmayın bu şekilde göründüğüne oldukça da maliyetli 1 milyon dolardan başlayan kapasitesine göre maliyeti bir kaç milyon dolara varan bir sistem. 10.05.2019 tarih ve 1044 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile üretim fazlası enerji EPDK birim fiyatı ile 10 yıllığına alım garantisi verilerek bu işe teşvik edilen buna güvenerek kredi kullanan milyonlarca borçlanan ve sözleşme yapılan yatırımcılar var. Hukukta kazanılmış haklar korunur ve kanunların geriye yürümezliği prensibine tamamen aykırı olarak 11.08.2022 tarihinde yayınlanan karar ile 2019 yılından itibaren devreye giren tüm santrallerin tüketim fazlası satış hakları gasp edilmek suretiyle alınmıştır. Değişiklik getiren kararın yayın tarihinden itibaren geçerli olması gerekirken tam tersine EPDK geçmişe dönük kazanılan, alımı taahhüt edilen tüm haklar yatırımcının elinden alınmıştır. Yani daha net ve sade bir ifade ile 10 yıl boyunca ne üretirsen devlet olarak ben alacağım diye sipariş verilmiş siparişi alan da bir malı üretmek için milyonlarca dolar yatırım yapmış ancak şimdi tükettiğin kadarını alırım artanı bana bedava vermek zorundasın noktasına getirmiştir. Tükettiğin kadarını alma mantığının üretime değil tüketime hatta israfa teşvik ve hizmet edeceği çok açık değil mi? Kullandığı kredi, bu yatırıma ve gelire güvenerek yeni yatırımlar yapanların tamamı şuanda icra takipleri ve haciz tehditleri ile yüz yüze kalmış durumdadır. Ülkenin bu kadar enerji açığı varken özellikle çiftçinin sulama konusunda elektrik üretim şirketine bu kadar bağımlılığı söz konusu iken bu uygulamanın tek bir mantığının her zaman olduğu gibi yine belli başlı yandaş büyük rantçı şirketlere peşkeş çekilmesi olduğunu düşünüyoruz. Tıpkı yapılan geçiş garantili yol, köprü, hasta garantili hastane ve yolcu garantili havaalanları gibi yine yandaşları zengin etme garantili bir sistemin işletileceği endişesini taşıyoruz. Hem doğayı tahrip etmeyen hem bölgede yatırımı teşvik eden buna bağlı istihdam sağlayan yatırımlar desteklenmeli, sermayeyi tek elde toplayıp tekelciliği teşvik eden uygulamaların önüne geçilmelidir.
Sesimiz sizde ne kadar tesir eder bilmiyoruz ancak sizin hiç uygulamadığınız “infakı” hatırlatmayı insani bir görev ve sorumluluk olarak görüyor ve bir cümle ile size ifade etmek istiyoruz: “Eğer tadını bilirseniz ekmeği paylaşmak ekmeğin tadından çok daha lezzetlidir.”